Zihin ve vücut ortasındaki temas, sıhhatimiz ve hayat kalitemiz üzerinde değerli bir tesire sahip. Beşerler, zihinsel teknikler ve meditasyon üzere formüllerle fizikî rahatsızlıklarını yönetmeyi ve genel güzellik hallerini artırmayı gayeler.
Özellikle son yıllarda, bu cins yaklaşımlar yalnızca ferdî sıhhat alanında değil, askeri ve bilimsel araştırmalarda da dikkat çekiyor. Örneğin, kimi kapalı programlar, zihinsel odaklanmanın fizikî durum üzerindeki tesirlerini incelemek maksadıyla geliştirildi. Bu bağlamda, ABD ordusuna ilişkin bir programın, bedendeki ağrı sinyallerini azaltmanın şifresini beş basamaklı bir sayı ile çözdüğü sav ediliyor.
Bu bilgi, 1977 yılında Monroe Uygulamalı Bilimler Enstitüsü tarafından hazırlanan ‘Gateway Orta Düzey Çalışma Kitabı’nda yer alıyor. Bu çalışma, özel bir kümenin ABD Kara Kuvvetleri İstihbarat ve Güvenlik Komutanlığı’na (INSCOM) metafizik casusluk için sağladığı eğitim malzemelerinden biri olarak öne çıkıyor.
‘55515’ SAYISI AĞRI SİNYALİNİ AZALTIYOR!
2003 yılında CIA tarafından saklılığı kaldırılan 21 sayfalık evrakta, ağrı sinyallerini azaltma, ömür tecrübelerini hatırlama ve bedeni büyük sürat ve güç için şarj etme sistemleri hakkında bilgiler bulunuyor. Rapor, birçok kişinin ağrıyı ilaçla azaltmaya çalıştığını, lakin bu tekniklerin zihinsel odaklanma ile dakikalar içinde tesirli olabileceğine dikkat çekiyor.
Eğitimin bir kesimi olarak, gözlerinizi kapalı tutarak bedeninizin ağrı kaynağına odaklanmanız ve zihninizde ‘55515’ sayısını tekrarlamanız öneriliyor. Bu iki adımı uyguladığınızda, ağrı sinyallerinin vakitle azalacağı söz ediliyor.
RENKLERİN GÜCÜNÜ DÜŞÜNMEK, BEDENE SÜRAT VE GÜÇ KAZANDIRIYOR
Monroe Enstitüsü, bu kadar kolay bir yaklaşımın fizikî benliği geliştirip denetim etmenin olağanüstü yollarını sunduğunu belirtiyor. Çalışma kitabında yer alan öteki teknikler ortasında, gözlerinizi kapatıp derin nefes alarak belli renklerin gücünü düşünmenin bedene sürat ve güç kazandırdığı da sav ediliyor. Ayrıyeten, kayıp anıları geri getirmek için gözlerinizi kapatıp alnınıza parmaklarınızı dokundurmanız gerektiği de belirtiliyor.
Modern periyotta Monroe Enstitüsü, ‘Hemi-Sync’ ismi verilen bir sesli rehberlik teknolojisi ile meditasyon odaklı bir yaklaşım da benimsiyor. Hemi-Sync, beynin sol ve sağ yarım küreleri ortasında senkronizasyonu artırarak şuur seviyesini yükseltmeyi amaçlıyor. Enstitü, meditasyonun rahatsızlıkla başa çıkmayı öğrenmenizi sağlayabileceğini ve beynin acı bildirilerini geçersiz kılabileceğini savunuyor.
Peki, tüm bunlar ne kadar yanlışsız? Sahiden de muhakkak bir sayı ağrıyı azaltabiliyor mu?
‘BU YANLIŞSIZ, AĞRIYI İLAÇSIZ DA SAVUŞTURABİLİRİZ’
Konuyu Uzm. Psikolog Deniz Mutlu’ya sorduğumda “Bu yanlışsız, ağrıyı ilaçsız da savuşturabiliriz” dedi ve şöyle devam etti:
“Bu biraz kulağa saçma üzere gelebilir fakat şöyle ki; yaşanan sürece daha fazla dikkat edildiğinde, farkındalıklar ortaya çıkabiliyor. Birebir psikoterapi sürecindeki bir danışanın kabulü ve kararlılığı ile vakitle farkındalık geliştirmesi, ruh-beden istikrarını muhafazası üzere. Bireyin birinci olarak farkındalığını elde etmesi, akabinde bu farkındalıkla sürecini tanımlayıp çeşitli nefes teknikleriyle zorlukları kabullenebilmesi değerli.”
‘TEKRAR EDEN SAYILAR, KİŞİYİ HAREKETE GEÇİREBİLİR’
“Belgede, ağrının kaynağına odaklanarak ‘55515’ sayısını tekrarlamanın tesirli olduğu tabir ediliyor. Bu durum epeyce farklı lakin doğruluk hissesi var” diyen Deniz Memnun, şu bilgilerin altını çizdi:
— Sayılar, ya da daha spesifik olarak tekrarlayan sayılar, bireyin zihninde ve etrafındaki olaylar ya da şahıslarla ilişkilendirildiğinde kıymetli bir rol oynayabilir. Burada asıl sorgulamamız gereken, bireylerin sayıları ne vakit düşündüğü ve bu durum karşısında nasıl hissettikleridir. Tekrar eden sayılar, kişiyi harekete geçirebilir; bu nedenle, sayıları tekrarlamadan evvel ve tekrar ettikten sonra meydana gelen değişikliklere odaklanmak, kişinin ne yapması gerektiği konusunda daha net bir anlayış geliştirmesine yardımcı olabilir.
— Ayrıyeten, tekrarlayıcı sayılar ile vücudun yansısı de kıymetlidir. Zira vücut ve zihin, bireye gerçek bilgiler sunar ve birbirleriyle uyumlu çalışır. Psikoterapi sürecine baktığımızda ise, danışanın terapi akışı dışında, şuurlu farkındalık geliştirmek için mindfulness tekniklerinden bahsetmekteyiz. Bu teknikler, bireyin mevcut anı deneyimlemesine ve içsel süreçlerini daha âlâ anlamasına yardımcı olur.
‘MEDİTASYON, ZİHNİN GEVŞEMESİ VE RAHATLAMASI KONUSUNDA TESİRLİ OLMA POTANSİYELİNE SAHİP’
Raporda meditasyon teknikleri ile fizikî güç ve güç artırma metotlarına de dikkat çekiliyor. Monroe Enstitüsü, bu tekniklerin günlük hayatta kullanılabileceğini savunuyor. Bunu nasıl yorumlamak gerekiyor?
“Meditasyon, zihnin gevşemesi ve rahatlaması konusunda tesirli olma potansiyeline sahip. Nefes idmanı, his ve ruh hali farkındalığı, yoga yahut meditasyon üzere çeşitli metotlar içerir” diyen Deniz Keyifli, “Genellikle meditasyon denildiğinde akla gelen yoga ve “om” sesi, kişinin gözlerini kapatıp rahatlamasını sağlar. “Om” sözünün tekrarı, zihinsel doygunluk yaratır. Bu, tekrarlayıcı sayılar üzere an’da kalmayı kolaylaştırır ve olumsuz niyetlerden uzaklaşmayı sağlar” dedi. Keyifli, örneklerle mevzuyu şu biçimde ayrıntılandırdı:
— Örneğin, üst üste “ev” sözünü tekrar ettiğinizde, bu kelimeyi tetikleyen nöronlar yorulur ve zihniniz öteki bir sözcüğe geçiş yapar; örneğin “ve” sözüne, zira bu yorulmamış bir sözcüktür. Bu nedenle, zihinsel doygunluk sırasında öteki bir sözün manası baskın hale gelir. Buna dönüşüm tesiri denir; bu, tekrarlayıcı sayıların farklı bir zihinsel fonksiyonu olarak kıymetlendirilebilir.
— Sonuç odaklı düşündüğümüzde, süreç zihinsel gücümüzle badireleri tanımlayıp odak noktası bulmamıza, zorlukları kabullenmemize yardımcı olur. Zihinsel gücümüzü yönetemediğimiz durumlarda, günlük hayatımızı zorlaştıran tekrarlayıcı olumsuz fikir ve davranışlarda bireylerin profesyonel dayanak alması, görünmeyen kısımlarla terapistleriyle çalışmaları, kendileri için yapabilecekleri en değerli ferdî yatırımdır.
Fotoğraflar: iStock
